Öğrendik ki güçlü sanayi ve endüstrisi olan Türkiyemiz, isterse çok kısa sürede ilaçtan, tıbbi malzeme ve tıbbi sarfa kadar her şeyi kendisi yapabilir

Pandemi süreci, Türkiye’de sağlık sistemimizin ve güçlü sağlık sektörümüzün önemini göstermiştir. Sağlık sektörü, “Türk Silahsız Kuvvetleri” ismini hak edecek işler yapmıştır. Kısa sürede maskeden ventilatöre kadar yaptığı üretimle de (tıbbi sarfta ve ilaçta) yerli üretim yapabilme kapasitesini sergilemiştir. Kamunun hızlı refleks göstermesi, Cumhurbaşkanımız ile Sağlık Bakanımızın öngörülü ve dirayetli yaklaşımıyla hasar en aza indirilerek sürecin en önemli bölümü tamamlanmıştır. Dünyada ilk beşe girecek bu denli başarının daha sonraki sıkıntılı dönemlerde ve yeni ataklarda devam edebilmesi için sistem ve sektörün daha da güçlü şekilde ayakta kalması şarttır. Bu süreçte çok büyük yük kaldıran özel sağlık sektörü, maliyet muhasebesine tabi olduğu ve 24 saat açık kaldığı için giderlerini azaltamamıştır. Dolayısıyla sektör, 2,5 milyar dolarlık sağlık turizminden yoksun kaldığı için olası büyük bir mali krizle karşı karşıya kalmıştır. Biz nasıl bu krizde devletimizin ve milletimizin yanındaysak devletimizin de bu mali krizle mücadelemizde yanımızda olacağından eminiz.

Her Şeyin Parayla Olmadığını Öğrendik

Güçlü sistemi, parası ve demokrasisi olsa bile, kapsayıcı bir sağlık sistemi olmadan ve özel sektörü güçlü olmayan hiçbir ülke, büyük kayıplar vermeden bu krizi atlatamamıştır. Öğrendik ki sadece parayla her şey olmuyor. Öğrendik ki hastanelerin sahipleri değil önemli olan. Kamunun direkt hizmet sunması değil önemli olan. Bu krizle mücadeleyi başarıyla veren ülkelerin hemen tamamında kapsayıcı bir sigorta sistemi var. Bu sistem içindeki hastaneler özel ya da kamu tüm halka hizmet veriyor. Yine çok kapsamlı halk sağlığı ve birinci basamak hizmetleri var. Hepsinde güçlü özel sağlık kuruluşları var.

• Ne tümüyle kamu hastaneleriyle hizmet veren İngiltere,

• Ne de tümüyle özel sektörle hizmet veren ancak sigortaları kapsayıcı olmayan ABD’de sistem işlemedi.

• İtalya ve İspanya’da da güçsüz cılız eski özel hastaneler vardı, yine sistem işlemedi.

Yine iyice anladık ki sağlık, aynı zamanda stratejik bir sektör.

Öğrendik ki güçlü sanayi ve endüstrisi olan Türkiyemiz, isterse çok kısa sürede ilaçtan, tıbbi malzeme ve tıbbi sarfa kadar her şeyi kendisi yapabilir.

Ve tabii en önemlisi canını, bilgisini, becerisini ve vicdanını ortaya koyan dünya standartlarının üstünde yetişmiş hekimlerimiz, hemşire ve teknisyenlerimiz ile 1 milyon 50 bin kişilik sağlık ordumuz işin gerçek kahramanlarıdır. Daha işin içindeyiz, büyük konuşmadan büyük işler yapmaya devam etme zamanıdır.

 Sağlık İş Konseyi Başkanı Op. Dr. Reşat Bahat